• Verimli Ders Çalışma Yolları Nelerdir?
• Amaçlarınızı Belirleyiniz
• Planlı Çalışınız
• Zamanı Verimli Kullanınız
• Verimi Azaltıcı Etkenleri Ortadan Kaldırınız
• Uygun Bir Çalışma Ortamı Seçiniz
• Dikkatinizi Uyanık Tutunuz
• Derse Hazırlıklı Geliniz
• Not Tutunuz
• Araç - Gereç Ve Kaynaklardan Yararlanınız
• Verimli Okuyunuz
• Aralıklı Tekrarlar Yaparak Unutmayı Önleyiniz
• Zaman Düzenleme Ve Planlı Çalışma
• Etkin Dinleme
• Sınavları Nasıl Atlatırım?
Ana, baba ve öğretmenlerin öğrenciden genel beklentisi, onların "derslerine çok
çalışıp, başarılı olmaları" yönündedir. Beklenti böyle olunca başarısızlığın
nedeni, "yeterince çalışma-mak" olarak görülmekte ve öğrenciden sürekli daha çok
çalışması istenmektedir. Oysa gerekli olan "Bilinçsizce çok çalışmak" değil;
verimli ders çalışma yollarını iyi bilerek ve bunlardan ge-reğince yararlanarak
etkili çalışmaktır.
Verimli ders çalışma yollarını öğrenmek isteyen öğrencinin, önce bu yönde olumlu
alışkan-lıklar kazanmaya kararlı ve niyetli olması gerekir. Buna karar verdikten
sonra ders çalışmasını aksatan ya da kolaylaştıran alışkanlıklarının bir
listesini yapmalıdır. Bir yandan listede yer alan olumsuz alışkanlıklarını
bırakmaya çalışırken öbür yandan da olumlu alışkanlıklarını pekiştir-mek için
çaba göstermelidir. Çalışma ve denemeler, olumsuz alışkanlıklar atılıncaya,
olumlu alışkanlıklar iyice yerleşinceye kadar sürdürülmelidir.
VERİMLİ DERS ÇALIŞMA YOLLARI NELERDİR?
I- AMAÇLARINIZI BELİRLEYİNİZ
Her çalışma bir amaca yönelik olmalıdır. Bu amaçlar, bir problemin çözümünü
öğrenmek, bir yazıdaki ana düşünceyi bulabilmek vs. olabilir. Bunları iyi
belirleyerek çalışmaya başlayan kişiler, bu yakın amaçlara ulaşa ulaşa sınıfını
geçmek, okulunu bitirmek ve sınavı kazanmak biçiminde özetlenen uzaktaki
amaçlarına da ulaşmaktadırlar.
II- PLANLI ÇALIŞINIZ
Birden çok iş ya da ders üzerinde aynı günde çalışmanız gerektiğinde hangisinden
işe başlayacağınızı bilemediğiniz ya da çalışmaya başlamak için karar
veremediğiniz anlar oluyor mu? Bu soruya yanıtınız "evet" ise, sizin planlı
çalışmayı bilmediğinizi kolayca söyleyebiliriz. Bu tür bir durumla, yani aynı
zamanda birden çok dersi çalışmayla yüz yüze geldiğinizde, dersler-den her
birinin üzerinizde yarattığı ruhsal baskı, bunlardan herhangi birine kendinizi
tümüyle vermenizi engelleyerek ve verimsiz biçimde işlerden birini bırakıp
ötekine atılmanıza neden olacaktır.
Bu tür kararsızlık ve karışıklık ancak hangi dersi ne zaman yapacağınızı belirli
bir sıraya koymakla yani "Karar Vermekle" ortadan kalkar. İşte çalışmada plan;
"nasıl", "ne zaman" ve "nerede" çalışacağınıza karar vermek demektir.
Öğrenciler günlük ve haftalık bölümleri de olan aylık çalışma planlarında;
1. Hangi derslere, haftanın hangi günleri çalışacaklarını,
2. Geçmiş konuların tekrarına ne zaman yer vereceklerini,
3. Sınav tarihlerini,
4. Hazırlayacakları ödevlerin neler olduğunu ve zamanını,
5. Planlarına aldıkları, ancak çeşitli nedenlerden ötürü zamanında yapamadıkları
çalışmala-rını ne zaman tamamlayacaklarını,
6. Dinlenme, müzik dinleme, televizyon izleme, spor yapma sinema ve tiyatroya
gitme gibi ders dışı etkinliklere ne zaman yer vereceklerini göstermelidirler.
Günlük çalışma çizelgelerinde; okulda geçen saatler, ders çalışma, eğlenme,
dinlenme, ev işlerine yardım ve uyku saatleri gösterilmiş olmalıdır.
Çalışmaya başlayacağı zaman kendini yorgun ve isteksiz hisseden öğrenci çalışma
saatlerini yanlış seçmiş demektir. Beklemeden günlük çalışma çizelgesinde
gerekli değişikliği yapmalıdır.
III- ZAMANI VERİMLİ KULLANINIZ
Öğrenciler bedensel, zihinsel, duygusal yapıları, ilgileri ve yetenekleri
bakımından birbirle-rinden farklıdırlar. Bir öğrencinin isteyerek çalıştığı ve
hemen öğrendiği bir dersi bir başka öğ-renci zor öğrenebilir. Bir başka
öğrenciyse çabuk yorulabilir ya da çalışmak istemeyebilir. Bu nedenle bir ders
ya da konu içinde ayrılacak süre öğrenciden öğrenciye değişir. Her öğrenci
zamanı kendine göre ayarlamalıdır.
Bir saat çalıştıktan sonra araya 5-10 dakikalık dinlenme koymak yararlı olur. Bu
sayede bir saatlik çalışma sonunda dağılan dikkat ve azalan verim tekrar
kazanılır.
Ders çalışmak için gerekli gücün toplanabilmesi bakımından eğlenmeye ve spora da
za-man ayrılmalıdır. Ancak bu süre gereğinden fazla olmamalıdır.
IV- VERİMİ AZALTICI ETKENLERİ ORTADAN KALDIRINIZ
Çalışmaya başlamadan önce, yorgunluk, uykusuzluk, ağrı, sızı, elem duygusu,
korku, öf-ke, aşırı kaygı, fazla heyecan, endişe, açlık, aşırı tokluk, aile
dertleri, normalin altında ve üs-tündeki fiziki şartlar (çok sıcak, çok soğuk
gibi) acelecilik, telaş, araç ve gereç noksanlığı gibi etkenlerin elden
geldiğince giderilmesi gerekir.
V- UYGUN BİR ÇALIŞMA ORTAMI SEÇİNİZ
Çalışma yerinin seçimi çok önemlidir. Çalışma yeri derli toplu, yalın elden
geldiğince sabit ve sakin olmalı, ayrıca ışık, ısı gibi fiziksel sorunları da
çözümlenmiş olmalıdır. Ayrı bir yerin sağlanamaması çalışmadan kaçmanın bir
nedeni olmamalı, elverişsiz koşullarda da ders çalışmaya alışmalıdır.
Yatakta, koltukta ve divanda uzanarak çalışmak, dikkatin toplanmasını
güçleştirecek, öğ-rencinin çalışmak için daha çok zaman yitirmesine neden
olacaktır.
VI- DİKKATİNİZİ UYANIK TUTUNUZ
İnsanda dikkat her an vardır, önemli olan bunun çalışılan konu üzerinde
toplanabilmesidir. Sevilen ve ilgi duyulan bir konu, dikkatin uyanık tutulmasına
yardım eder. Daima belirli yerler-de çalışmak, gürültünün bulunmadığı ortamlarda
çalışmak, sandalyede oturarak çalışmak, masada gerekli araçlar dışında başka
şeyler bulundurmamak, çalışma yerini 18-20 derece sıcaklıkta tutmak, işleri
sıraya koymak, işleri bitirmede kendinizle yarış kararı almak, her sefe-rinde
bir çeşit işle çalışmak dikkatin dağılmasını önleyici yöntemlerdir.
VII- DERSE HAZIRLIKLI GELİNİZ
Başarılı olmanın yollarından biri de derslerin işlenmesine etkin olarak
katılmaktır. Derslerde sürekli edilgin durumda kalan öğrencilerin işlenen
konuları anlamaları zordur. Öğrenciler okula gelmeden önce, o gün işleyecekleri
konuları gözden geçirmelidirler. Bu sayede hem derslerin işlenişine katılmak
için gerekli güveni kazanırlar, hem de öğretmenin anlattıklarını daha kolay
anlarlar.
Gerek işlenecek konulara hazırlanırken, gerekse işlenen konular gözden
geçirilirken, an-lamakta zorluk çekilen yerler belirlenmeli, bu konularla ilgili
sorular hazırlanıp, derste öğretme-ne sorulmalıdır. Öğretmenlerin derse
hazırlıklı gelen, soru soran, derse kalkan öğrencileri da-ha çok sevdikleri de
unutulmamalıdır.
VIII- NOT TUTUNUZ
Öğrencilerin büyük bir kısmı not tutma tekniğini bilmemektedir.
Not tutarken;
1. Anlatılanlar öğretmenin ağzından çıktığı gibi değil, anlaşıldığı gibi
yazılmalıdır.
2. Öğretmenin anlattığı konunun ana fikri ve anlamları kavranıncaya kadar
beklenilmelidir.
3. Zamanın çoğu yazmakla değil, dinlemekle, fikirleri kavramaya çalışmakla
geçmelidir.
4. Konu; grafik, şekil, istatistik vb. bilgilere dayalı olarak anlatılıyorsa
notlar arasına bunlarda alınmalıdır.
5. Önemli fikir ve paragrafların aynen yazılmasında fayda vardır.
6. Yazıların düzgün ve okunaklı olmasına önem verilmelidir. Önce müsvette yapma,
sonra temize çekilme yoluna gidilmelidir.
IX- ARAÇ - GEREÇ VE KAYNAKLARDAN YARARLANINIZ
Öğrenci, herhangi bir konunun öğrenilmesinde, basılı araçlara ne kadar baş
vurursa, öğ-renme ilgisi ve zihinsel yetileri de o kadar çok genişleyecektir.
Basılı öğrenme araçlarından yararlanmada çizelge grafik, harita ve resimlerin
özel bir önemi vardır. Bunlar sayfalarca anlatılan bilgileri topluca ve bir
arada vererek o konunun kavranmasına yardımcı olmaktadırlar.
X- VERİMLİ OKUYUNUZ
Okuma, öğrenmenin en temel yoludur. Öğrenmede hızlı okuma önemli ve gereklidir.
Hızlı okumayla hem okunanlar daha iyi anlaşılır, hem de zamandan kazanılır.
Okuma hızı lise öğrencileri için yaklaşık 200 - 250 sözcüktür. Bu hız okunulan
yazının niteliğine ve okumanın amacına göre ayarlanmalıdır. Vakit geçirmek
amacıyla bir hikaye veya roman okurken okuma hızı oldukça yüksek olabilir. Ama
okuma yorum yapma, eleştirme özet çıkarmak için yapılıyorsa okuma hızı yavaş
olmalıdır.
Hızlı okumanın en önemli yolu sesiz okumadır. Sessiz okuma hızı arttırdığı gibi
anlamayı da kolaylaştırır. Hızlı ve anlamlı okuma becerisi kazanabilmek için bol
bol okuma çalışmaları yapılmalıdır. Önce gazete, öykü ve roman gibi şeylerle işe
başlamalı giderek boş zamanları okuyarak de-ğerlendirme alışkanlığı
kazanılmalıdır.
XI-ARALIKLI TEKRARLAR YAPARAK UNUTMAYI ÖNLEYİNİZ
Öğrenilenler zamanla unutulabilir. Unutmayı önlemenin iki yolu vardır. Bunlardan
biri öğre-nilen bilgileri yeri geldikçe kullanmak, diğeri de aralıklı olarak
tekrar etmektir.
Öğrenciler öğrendiklerini yeri geldikçe kullanırken hem bunların işe yaradığını
görecekler, hem de yeni bilgiler edinmeye motive olacaklardır.
Aralıklı olarak yapacakları tekrarlar sayesinde ise bir taraftan eski
öğrendiklerini hatırlarken diğer yandan da sınavlara her an hazır durumda
olacaklardır.
Başarı dileklerimizle.
ZAMAN DÜZENLEME VE PLANLI ÇALIŞMA
Çaba, enerji ve zamanı en ekonomik şekilde kullanmak istiyorsak bir programa
bağlanmalıyız. Zamanı boşa geçirmek, yaşamı boşa geçirmektir. Ve boşa geçen
zaman asla telafi edilemez.
Bazı öğrenciler için özellikle derslerin başlangıcında çalışmaya düzenli bir
biçimde yoğunlaşma zor gelir. Bu zorluk genellikle uzun süreli planlama ve
çalışma programının yokluğundan kaynaklanır. Öğrenciler zamanlarını planlamayı
ve bunu yazılı hale getirmeyi önemli bulmazlar. Oysa yapılan çalışmalar
derslerdeki başarı ile gerçekçi planlama arasında önemli ilişki olduğunu ortaya
koymaktadır.
Aşağıda verilen durumlar bir çoğumuza tanıdık gelebilir;
• Arkadaşlarınız birlikte sinemaya gitmeyi önerdi. Bu filmi görmeyi çok
istiyordunuz fakat ödevinizi bitirmek zorundasınız.
• Önemli bir sınavdan önceki gece. Çalışmaya başlamanız gerek ama okunacak çok
yer var. Zaman yeterli değil.
Tüm zamanınızın nereye gittiğini merak ediyor musunuz ? Çalışmalar ve ödevler
son anda mı kalıyor ? Sınavdan veya ödev teslim tarihinden önce kendinizi baskı
altında hissediyor musunuz ? Zamanınızı kontrol etmek ister misiniz ?
Zamanı iyi planlamak sizin elinizdedir. Zamanı akıllıca kullanmak sizi daha
başarılı kılacak ve düşündüğünüzden daha fazla zaman yapmak istedikleriniz için
size kalacaktır. O halde zamanı planlamayı öğrenin ve bunu uygulamak için
istekli ve sabırlı olun. Unutmayın eski alışkanlıklardan kurtulmak zaman alır ve
palanlı yaşamak başlangıçta çok zor gelebilir. Bu nedenle kendinizi zorlamanız
gerekir. Katlanacağınız kısa süreli sıkıntı daha sonra sizi mutlu ve başarılı
yıllara götürecektir.
Öğrenciler çalışma planı hazırlamadan önce ders çalışma süresi, çalışılması
gerekli dersler v.b. konularda öğrenme ilkelerini bilmek zorundadır. Bu ilkeler;
1. Çalışma planı hazırlarken hangi dersin hangi saatte çalışılacağı
karalaştırılmalıdır. Zor yada ağır öğrenilen dersler için en verimli saatlerin
ayrılması uygundur. Zihnin uyanık ve çanlı, konsantrasyonun en yüksek olduğu
zamanlar en verimli saatlerdir. Çalışma için en verimli ve canlı,
konsantrasyonun en yüksek olduğu zamanlar en verimli saatlerdir. Çalışma için en
verimli saat bireylere göre değişebilir. (sabah erken, okul dönüşü, akşam
yemeğinden sonra vb. ) Öğrenci bir hafta kendini gözleyerek en verimli saatleri
saptayabilir. Genel olarak bedenin dinlenmiş ve zihnin öğrenmeye açık olduğu
saatler verimli kabul edilmektedir. Günün sonuna daha mekanik ve rutin işler
bırakılabilir. Bu tür etkinlikler fazla yoğunlaşmayı gerektirmez ve birey
yorulunca bırakabilir.
2. Çalışma planında her derse belirli bir süre ayrılmalıdır. Bu süre dersin zor
yada kolay oluşuna, çalışılacak konunun uzunluğu veya kısalığına, öğrencinin
konu ile ilgili ön bilgisine ve çalışma yöntemine (okuma,yazma,yineleme) göre
değişir. Genellikle bir saatlik dersin ödev ve çalışılması için iki-üç saat
ayrılması önerilir. Öğrenci planı uyguladığı ilk haftayı deneme haftası olarak
görmeli ve çalışmayı planladığı dersin başlangıç ve bitiş saatlerini
kaydetmelidir. Böylece hangi derse ne kadar sürede çalışıldığı saptanacaktır.
3. Çalışma sürelerinin çalışma planında aynı saatlere yerleştirilmesi gerekir.
Böylece o saatlerde çalışma alışkanlığı kazanılacak ve çalışmaya dikkatin
toplanması kolaylaşacaktır. Ayrıca alışkanlık haline geldikten sonra aynı saatte
çalışılmazsa gerginlik duyulacak ve gerginlik çalışılmaya başlandığı zaman
ortadan kalkacaktır.
4. Çalışma için ayrılacak zaman saptanırken dersin sınıfta verileceği gün ve
saate yakın olmasına dikkat edilmelidir. Dersten önce ders veya konu
çalışılırsa, dersin içeriği hakkında bilgi sahibi olunur ve dersi anlamanın
kolaylaşmasının yanı sıra anlaşılmayan noktalar sorulabilir. Unutmanın en aza
inmesi için de dersten sonra yinelemek gerekir. Böylece hem unutma azalır hem de
dersi izleme ve öğrenme kolaylaşır.
5. En verimli çalışma aralıklı çalışmadır. Ara vermeden uzun süre çalışma kadar
uzun süre dinlenme verilerek çalışmada verimsizdir. Ara vermeden uzun süre
çalışma zihnin yorulmasına ve dikkatin dağılmasına yol açar. Uzun süreli
dinlenme ise tekrar çalışmaya dönmeyi güçleştirir. Çalışma ve d,inlenme süresi
dersin özelliğine göre değişirse de ortalama olarak önerilen, 40-50 dakikalık
çalışmadan sonra 10 dakika dinlenmedir. Ancak matematik, fizik gibi dersler
çalışılırken problem çözmeden ara verilmemelidir. Ayrıca her yeni konuyu
çalışmaya başlamadan önce ara verilmelidir.
6. Birbirine benzeyen iki ders üst üste çalışılmamalıdır. Örneğin psikoloji ve
sosyoloji dersi yerine, tarih ve matematik dersi arka arkaya çalışılırsa daha
iyi olur. Böylece öğrenilenler birbirine karışmayacağı gibi sıkıcı olmasının da
önüne geçilir.
7. Öğrenme üzerinde en aza bozucu etki yapan etkinlik uykudur. Bir öğrenci
yatmadan önce on dakika süreyle o gün çalıştığı dersleri tekrarlayarak uykuya
geçer ve sabah güne bir gün önce yapmış olduğu on dakikalık tekrarı yaparak
başlarsa, çalıştıklarını daha iyi korur.
Verimli çalışma daha fazla disiplin ve hırsla elde edilir. Bu demek değildir ki
dinlenmek için zaman ayrılmasın. Verimli çalışmak için dinlenmek şarttır.
Çalışma planı hazırlanırken dinlenmek ve eğlenmek için zaman ayrılmalıdır. Eğer
birey kendini genellikle yorgun hissediyorsa bu durumun nedenleri aranmalıdır.
Havasız bir oda, ağır yemekler ve yeterince spor yapmamak yorgunluğa neden
olabilir. Yorgunluk ve isteksizlik nedenleri bulunur ve değiştirilebilir. Şimdi
yukarıda sayılan ilkeleri göz önüne alarak zamanın nasıl planlanacağını
inceleyelim.
Çalışma planı hazırlamadan önce öğrenci verimli ders çalışma becerilerini
kazanmalıdır. Verimli ders çalışma alışkanlıklar etkili öğrenmeyi
gerçekleştirmenin yanı sıra zamanın en verimli kullanılmasını da sağlar. Zamanı
planlamadaki ilk adım önceliklerin saptanmasıdır. Birey önce kendisi için neyin
önemli neyin önemsiz olduğuna karara vermeli veya yapmak istedikleri ile yapmak
zorunda olduklarını öncelik sırasına koymalıdır. Birçok öğrenci yapmak
istedikleri ve yapmak zorunda olduklarını gerçekleştirecek zamanı bulamaz.
Sosyal yaşamın sunduğu eğlenceler ve öğrenciliğin gerekleri arasında seçim
yapmak zorunda kalır. Örneğin, sinemaya gitmek veya geç saatte televizyondaki
bir programı izlemek, arkadaşları ile buluşmak yapmak istedikleri, ders
çalışmak, sınavlara hazırlanmak, ödev hazırlamak ise yapmak zorunda olduğu
etkinliklerdir. Bu seçimler öğrencilerde çatışma yaratır. Öğrenci amaçlarına
ulaşmada engellenme yaratan çatışmalardan kurtulabilmek için önceliklerini
belirlemeli ve şu soruları yanıtlamalıdır. Benim için bu etkinlikler içinde en
önemlisi hangisidir ? Hangi etkinliklerden vazgeçebilirim ? En az önemli olan
etkinlikler hangisidir ?
Önceliklerin net bir biçimde saptanabilmesi için şöyle bir uygulama yapılabilir:
Yönerge: Gelecek bir hafta için planlarınızı düşünün. Yapmak istediğiniz ve
yapmak zorunda olduğunuz etkinlikleri listeleyin.
ETKİN DİNLEME
Dinleme bir beceridir. Ve bu beceri birtakım ilke ve yöntemlerle çok daha etkili
bir şekilde kullanılabilir. İnsan iletişiminin yaklaşık %90 ı sözel olarak
yapılmaktadır. Bu iletişinin ancak yarısı kısa bir süre sonra hatırlanabilir.
Aradan daha fazla zaman geçtiğinde ise %20-25 ini bile zor hatırlarız. Bütün bu
nedenlerden dolayı etkili dinleme ilke ve yöntemlerini öğrenmek ve bunları
uygulamak daha da önem kazanmaktadır.
Etkili dinleme sadece söylenilenleri duymak değil, aynı zamanda bu söylenenleri
önemli bulmak, kavramak ve değerlendirmektir. Ayrıca etkin dinleme aktif bir
süreçtir.
Olaya bir de başka bir boyuttan bakalım. Etkin dinleme öğretmen-öğrenci
ilişkilerini de olumlu bir yönde etkiler. Öğretmen genellikle kendini dinleyen
ve dinlediğini çeşitli biçimlerde belli eden öğrencilere daha fazla ilgi
gösterir ve onlara dönerek konuşur. Öğretmen dersi anlatırken dinleyicilere
ihtiyaç duyar. Bu nedenle başını sallayan, not tutan, dikkatini yoğunlaştıran
aktif öğrencilere daha fazla ilgi gösterir.
Öğetmenin sınıf içindeki en önemli görevlerinden biri öğrenciye bilgi
aktarmaktır ve bunu öğretmen genellikle anlatarak gerçekleştirir Öğrenci ise
öğretmenin bu anlattıklarını anlamak amacıyla dinlemektedir. İşte önemli olan da
öğrencinin bu dinleme işlevini nasıl yaparsa daha başarılı olacağıdır.
Etkin bir dinleeyici olmak için "İFİKAN" adlı bir yöntemi uygulayabiliriz.
Bu yöntem;
• İ - İleriye
• F - Fikirler
• İ - İşaretler
• K - Katıl
• A - Araştır
• N - Not tut olmak üzere 6 basamaktan oluşmaktadır.
Bu basamakları kısaca açıklayalım.
Öncelikle ileriye bak basamağından başlayalım. Öğrenci sınıfta öğretmenini
dinlerken, öğetmenin anlattıklarından yola çıkarak daha sonra neler
söyleyebileceğini tahmin etmeye çalışmalıdır. Bu da öğrencinin dikkatinin
dağılmasını engeller ve öğrenciyi devamlı uyanık tutar. Hatta öğrencinin aktif
olarak katılmasını sağlar. Öğrenci daha önceden o günkü konuları okuyarak sınfa
gelirse hem anlatılanlara yabancı kalmamış olur hem de dersteki tahminlerini
daha kolay bir şekilde yapar. Bu yontemle öğrenci derste anlatılanları daha önce
okuduğu için daha kolay bir şekilde hatırlar.
İkinci olarak fikirler basamağı karşımıza çıkıyor. Bu basamak bize önemli fikir
ve düşüncelere önem vermemiz gerektiğini ve bunları göz ardı etmememiz
gerektiğini anlatmaktadır. Öğrenci öğretmenin bir ders boyunca anlattıklarının
ana fikrini bulmaya çalışmalıdır. Ders boyunca kendi kendine bu konunun ana
fikri nedir?, Burada anlatılmak istenen nedir? gibi sorular sorması gerekir. Bu
sorular öğrencinin ana fikir ve kavramları bulmasına yardımcı olur.
Üçüncü olarak işaretler basamağına bakalım. Öğrenci sınıf içinde devamlı uyanık
olmak zorundadır. Öğretmenin hiçbir dediğini kaçırmamalıdır. Öğretmenin
işaretlerine karşı dikkatli ve uyanık olmalıdır. Bir öğretmen konuyu anlatırken
mutlaka ufak ipuçları verir. Bazı konuların üzerinde ısrarla durur. Örneğin bir
konunun önemli bir bölümünü anlatırken belirli kelimeler kullanır, ses tonunda
farklılıklar yaratarak çeşitli ipuçları verir. Öğretmenler seslerini yükselterek
ya da "burası önemli", "dikkat ederseniz" gibi sözel vurgularla önemli noktalara
işaret ederler. Bir öğretmen hiçbir zaman bu bir sınav sorusudur demez, ama
çeşitli ipuçlarıyla bunu belli eder. Bu ipuçlarından birkaçına örnek verirsek:
önemli, başlıca, can alıcı, burada esas fikir, şunu unutmayın ki, sonuç olarak,
bu sebeple, özetle vb. ...Bu ipuçlarına dikkat edildiği taktirde öğrenci sınavda
sorulabilecek soruları tahmin edebilir.
Bir başka basamak ise "katıl" basamağıdır. Öğrenci sınıf içinde devamlı aktif
olmalıdır. Pasif bir öğrenci hiçbir zaman başarılı olamaz. Öğrenci derse her
fıratta katılmalıdır. Öncelikle derse zamanında gelmeli, sınıfta oturacağı yeri
iyi seçmeli, görebileceği, duyabileeği bir yere oturmalıdır. Ve ders sırasında
öğretmenin söylediklerine gülümseyerek, kaşlarını çatarak, başını sallayarak
olumlu ya da olumsuz tepki göstermelidir. Böylece öğretmen de anlaşılan ya da
anlaşılmayan yerleri çok daha iyi bir şekilde görebilir. Ayrıca bu öğretmeni de
memnun eder. Onun motivasyonunu artıtırır, onu cesaretlendirir. Öğretmen
dinlenildiğinin farkına varır.Oysa ki anlattıklarına karşı hiçbir tepki
göstermeyen donuk, pasif öğrenciler karşısında öğretmen de bir şeyler anlatmak
istemez. Öğrenciler öğretmene tepkide bulunarak dersin kalitesini yükseltmekte
öğrencilerin elindedir. Beşinci olarak karşımıza "araştır" basamağı çıkıyor.
Öğrenciler nedense ders sırasında soru sormaktan çok çekinmektedirler. Ve
fikirlerini, görüşlerini rahatça söyleyememektedirler. Oysa ki bu çok yanlıştır.
Ders sırasında anlaşılmayan bir yer varsa ya da merak edilen bir soru varsa bu
soru rahatlıkla sorulmalıdır. Hiçbir şekilde çekinilecek bir durum söz konusu
değildir. Sorulara verilen cevap anlaşılmadıysa ve açıklamalar yeterli değilse,
yeni sorular sorulmalı ve açıklama yapılmasmı istenilmelidir. Eğer ders
içerisinde zaman yetmediyse, ders bittikten sonra öğretmene ya da diğer
öğrencilere de sorulabilir.
En son basamak ise " Not Tutma" basamağıdır. Dinleme yoluyla öğrenilen bilgiler
çok uzun süreler hafızada duramaz. Öğrenilenlerin zaman zaman tekrar edilmesi
gerekir. Bir öğrenci ders sonunda, o derste dinlediğinin ancak %55 ini
hatırlayabilir.Tekrar yapılmadığı sürece bu oran bir hafta sonra %17 lere düşer.
Bu yüzden not tutmanın çok büyük bir önemi vardır. Not tutmanın iki önemli
yararı vaırdır. Bunlarda birincisi eğitimin temel şartı olan "Aktif katılımı"
sağlar. Öğrenci derste pasif durumdan aktif duruma ggeçer. Not tutma sayesinde
derste devamlı uyanık olur, dikkatini derse yoğunlaştırır ve dikkatinin
dağılmasını engeller. İkinci önemli yararı ise unutmayı engelemesidir.
Unutkanlık düşmanını bizim avantajımıza çevirerek en önemli girişim not
tutmaktır. Özellikle alınan notlar eve gelince bir de temize çekilirse hafızaya
daha iyi yerleşir.
Not tutulurken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar bulunmaktadır.
• Öncelikle not tutulan kağıt konusunda cömert olmamız gerekir. İleride
okuduğumuz zaman anlayabileceğimiz şekilde, boşluklar bırakılarak not tutmamız
da yarar vardır. Hiçbir zaman küçük bir kağıda sıkışık bir şekilde not
tutulmamalıdır. Hatta not tutmak için bir defter olursa daha düzenli not
tutulur. Ve de sayfanın altında, üstünde, yan taraflarında boşluk bırakılırsa
buralara eksik kalan bigileri daha sonra yazabiliriz.
• Not tutmaya ilk günden başlanılması gerekir. Ve düzenli olarak not tutulması
çok önemlidir.
• Dinleme ile not tutma arasında bir denge oluşturmak gerekir. Tüm dikkati
dinlemeye ayırırsak, verimli bir şekilde not tutamayız. Aynı şekilde çok
ayrıntılı not almaya kalkışırsak bu sefer de anlatılanları anlamamız güçleşir ve
bu da dinlemeyi olumsuz etkiler. Dolayısıyla dinleme ve not tutma arasındaki
dengeyi çok iyi ayarlamamız gerekir.
• Derste not tutarken ana fikirleri, önemli noktaları not etmek çok önemlidir.
Not alırken seçici olmakta yarar vardır. Önemli noktaları belilerken öğretmen
bize çeşitli ipuçları verir. "Burası önemli","Burada esas olan", "Dikkat
ederseniz" vb. ipuçlarıyla bu bölümlerin önemini vurgular. Bu bölümler mutlaka
not alınmalı ve önemli olduğunu belirtmek için de yanına * işareti konmalı ya da
altı çizilmelidir.
• Not tutarken zamandan tasarruf etmek ve geri kalmamak için, öğrenci kendi
anlayabileceği şekilde çeşitli kısaltmalar kullanmalıdırn. Bu kısaltmalardan
bazılarına örnek verirsek:
-ve &
-gibi .
-örneğin ör
-sonuç olarak son.ol.
-kadar =
-matematik mat
-yüzyıl yy
-birbirine 11
-buna ek olarak +
-açısından ?
• Not tutarken öğrenci kendi cümleleriyle not almalıdır. Bu şekilde hem öğrenci
öğretmenin anlattıklarını özetleme imkanı bulur, hem de anladığı biçimde not
alma imkanı bulur. Bazı durumlarda anlatılanların aynı şekilde not alınması
gerekebilir. Ya da tahtada yazılanları aynı şekilde kaydetmek gerekebilir. Bu
durumda anlatılanlar ya da yazılanlar aynı şekilde not alınmalıdır.
• Öğrenci not tutarken aklına takılan yerleri ya da anlayamadığı bölümleri
öğretmene sormaktan çekinmemelidir. Böylece not alırken hem eksik not alımamış
olunur hem de anlayarak not alınır.
• Öğrenci hafızasına çok güvense bile mutlaka sınıfta öğretmen tarafından
söylenen ve vnemli gördüğü her şeyi not etmelidir. Böylece unutkanlık sonucu
doğabilecek olumsuz sonuçları engellemiş olur.
• Dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biri de tutulan notların mutlaka
temize geçirilmesidir. Öğrenci tuttuğu notları temize geçirirken bir kez daha
tekrar etmiş olur ve bu da unutmasını engeller. Eğer mümkünse tutulan notlar o
gece ya da bir sonraki dersten önce temize geçirilmelidir.
İyi dinlemek venot tutmak sadece eğitimin değil, hayat başarısının da en önemli
unsurudur. İyi bir dinleyici olmanın temel kuralı iyi not tutmak, iyi not
tutmanın yolu da iyi bir dinleyici olmaktır. Bu anlamda iyi not tutmak ve iyi
bir dinleyici olmak birbirleriyle bağlantılı iki kavramdır.
Teorikte anlatılan bu hususlar, pratikte uygulandığında öğenciye birçok yararlar
sağlar. Çok ufakmış gibi görünen ayrıntılar ileride büyük farklar yaratacaktır.
Bunu sizler de yaşayıp görebilirsiniz.
SINAVLARI NASIL ATLATIRIM?
Eğitim psikologlarından en iyi on öneri:
• Yardım alın:
• Öğretmenlerinize sınava nasıl çalışılabileceğini sorun.
• Çalışır ve tekrarlarken kısa aralar verin:
• Yorgun bir zihin iyi hatırlayamaz.
• Çalışma programı yapın:
• En iyi çalışabileceğinizi düşündüğünüz zamanlarda tekrarlar yapın.
• Sağlıklı kalın:
• İyi uyuyun ve yeterli beslenin.
• Egzersiz yapın:
• Yürüyün, koşun, herhangi bir sporla uğraşın.
• Olumlu düşünün:
• Başarısızlığı veya geleceği düşünmeyin.
• Elinizden gelenin en iyisini yapın:
• Hiç kimse daha fazlasını yapamaz.
• Tetikte olun:
• Hasta gibi hissederseniz, endişeleriniz hakkında birileriyle konuşun.
• Çok rahat ta davranmayın:
• Sınav konusunda biraz endişe çok çalışmanızı sağlar.
• Akıllı olun:
• Eğer sınavdan sonra bu konuyu konuşmak istemiyorsanız, konuşmayın. Aslında bu
konuda hiç düşünmeyin bile. Yapılan yapılmıştır. Yazdıklarınızı
değiştiremezsiniz
|