| 
                            
                            
                        ÖZ
 Bu çalışmada 
psikolojik bir kavram olan motivasyon konusu  ve yabancı dil öğretimindeki  yeri 
ele alınmıştır. Çalışmada genelde özele giden bir yaklaşım benimsenmiş ve 
motivasyon kavramı tanımlandıktan sonra; motivasyonun öncelikle genel olarak 
öğretim alanına sonrasında yabancı dil öğretim alanına yansımaları 
incelenmiştir. Veri kaynaklarına derleme bir yöntemle yaklaşılmış ve çalışma 
sonucunda motivasyon kavramının yabancı dil öğretim sürecinde çok önemli bir 
role sahip olduğu belirtilmiştir.
 ABSTRACT
 In 
this work, motivation as a psychological term and its position in second 
language teaching are studied. In the work, an approach starting from general 
point and going towards specific one is accepted. After the term motivation is 
defined, reflections of motivation on teaching and then on second language 
teaching are studied. The data are approached in a compiling method and at the 
end of the work it is stated that motivation has a very important role in second 
language teaching.
 ÖNSÖZ
 Bu 
çalışmada motivasyon kavramının çeşitli yaklaşımlar  bağlamında tanımlanması, 
motivasyon kuramlarının bu yaklaşımlar doğrultusunda tanıtılması ve tüm bu 
bilimsel bulguların öğretim alanına daha sonra da yabancı dil öğretim alanına 
olan etkilerinin derleme bir yöntemle açıklanması amaçlanmıştır. 
Çalışmada, motivasyon kavramına öncelikle psikoloji bilim dalındaki yeri ile 
yaklaşılmış ve motivasyon konusuyla ilgili olan temel kavram ve ilkelere yer 
verilmiştir. Bir sonraki aşamada motivasyon konusunun etki alanları göz önünde 
bulundurulmuş  ve prensiplerini en çok etkilediği düşünülen öğretim alanında 
motivasyon konusu tekrar ele alınmıştır. Bu noktada terimsel bilgiden ziyade 
uygulama boyutunda bilgilere yer verilmiştir. En son aşamada ise motivasyon 
konusunun yabacı dil öğretimi konusundaki önemine değinilmiştir. Bu kısımda 
kavramsal açıklanmalardan ziyade yabancı dil öğretmenlerine fayda sağlayacağı 
düşünülen önerilere yer verilmiştir.
Çalışma 
esnasında karşılaşılan en büyük problem veri kaynaklarının, çeşitli yaklaşımlar 
sonucunda oluşturulmuş motivasyon kuramlarının çoğunlukla yönetim bilimine olan 
etkileri üzerinde durmuş olması ve öğretim alanında olan katkılarına yeteri 
kadar yer vermemiş olmasıdır.
Son olarak bu 
çalışmada bana rehberlik eden sayın Doç. Dr. Sevinç Hatipoğlu’na ve çalışmam 
süresince yardım ve desteklerini esirgemeyen Hilal Demir ve Serkan Sezginmert’e 
teşekkürlerimi sunarım.
Derya BALCI  
 İÇİNDEKİLER
 Öz                                                                                 
i
Önsöz                      
                                                     
iii İçindekiler 
                                                                  iv
 Giriş              
                                                               
1
 1.
Motivasyon        
                                                     
2
 1.1 Motivasyon 
Nedir?                                                     
3
1.1.1 
Davranışçı Yaklaşım                                    4
1.1.2 Bilişsel Yaklaşım                                                     
4
1.1.3 
Yapısalcı Yaklaşım                                                  5
1.2 Güdülenme 
Kuramları                                    5
1.3 Güdü 
Türleri                                                 7
1.3.1 İçsel 
Güdülenme                                                    7
1.3.2 Dışsal 
Güdülenme                                                  7
1.3.3 İçsel yoksa Dışsal Güdülenme 
mi?                            8
2.
Öğrenmede Motivsyonun Önemi                             8
2.1 Öğretmen 
Motivasyonu                                             
9
2.2 Öğrenci 
Motivasyonu                                                
9
2.3 
Öğretmenlere ve Ebeveynlere Öneriler                      10
3. Yabancı Dil Öğretiminde Motivasyon                  11
Sonuç     
                  
                                                 14
Kaynakça    
                                                               15
 
GİRİŞ
Psikoloji 
bilimi tarihi itibariyle üzerine pek çok araştırma yapılmış ve hala da yapılan 
bir konu olarak motivasyon konusu tüm bu çalışmalara rağmen tanımlanması zor bir 
kavram olarak psikoloji literatüründe yerini almıştır. Elbette ki bu zorluk 
motivasyon kavramına farklı psikoloji ekollerinin farklı bakış açıları ile 
yaklaşmasından kaynaklanmaktadır. Tanımlamadaki bu farklılıklar kuramlara da 
yansımış pek çok motivasyon kuramı ortaya çıkmıştır. Bu kuramlar bilimsellik 
ilkelerine paralel olarak daha sonra farklı bilim dallarını etkileyerek bu 
bilimlerin kendilerini yenilemelerine imkan sağlamıştır. Yönetim bilim ve eğitim 
bilimleri motivasyon kuramlarından en çok etkilenen bilim dalları olmuşlardır. 
Yönetim bilim işteki verimliliği arttırmak amacıyla; eğitim bilimleri ise 
öğrenci başarısını arttırmak amacıyla motivasyon kuramlarından faydalanmıştır. 
İşte bu nedenle bu çalışmada bu süreç göz önünde bulundurulmuş ve bu üç yönde 
bölümlendirme yapılmıştır. 
Çalışmanın 
birinci bölümünde motivasyon konusu psikoloji bilim dalının bir konusu olarak 
ele alınmıştır  ve çeşitli yaklaşımlara göre motivasyon kuramı tanımlanmaya 
çalışılmıştır. Sonrasında bu yaklaşımlardan yola çıkılarak motivasyon 
kuramlarına değinilmiş; son olarak ise  bulguları eğitim bilimlerine büyük katkı 
sağlamış olan güdü türleri üzerinde durulmuştur.
İkinci 
bölümde ise motivasyon konusunun öğretim sürecine katkıları incelemeye alınmış; 
öğretmen ve öğrenci motivasyonlarına değinildikten sonra öğrenme sürecinde büyük 
rolleri olan öğretmen ve ebeveynlere çeşitli önerilerde bulunulmuştur.
Çalışmanın son bölümünde 
motivasyon konusu oldukça dar bir çerçevede incelenmiş ve yabancı dil öğretimi 
açısından önemine değinilmiştir. Bu bölümde yabanı dil öğretim alanında 
motivasyon konusunda yapılan araştırmalar sonucunda elde edilen bulgulara göre 
tespit edilmiş farklı güdü türlerine yer verilmiş sonrasında ise yabancı dil 
öğretmenlerine yarar sağlayacağı düşünülen çeşitli teknik ve önerilere yer 
verilmiştir.
 Çalışmanın ilk bölümünde de belirtileceği gibi motivasyon kavramının Türkçe 
olarak eşdeğer karşılığını bulmakta yaşanan zorluktan dolayı; çalışma boyunca 
motivasyon, motive etme, motive olma sözcük öbekleri yerine kimi zaman bu sözcük 
öbeklerinin taşıdığı anlamı en iyi şekilde yansıttığı düşünülen güdü, güdüleme 
ya da  güdülenme sözcükleri eş anlamlı olarak kullanılmıştır.
 
1.
Motivasyon
1.1  
Motivasyon 
Nedir?
Gelişim ve 
Öğrenme Psikoloji’nin en temel kavramlarından biri olan motivasyon, diğer pek 
çok psikolojik kavramda olduğu gibi tanımlaması zor bir kavramdır. Bu nedenle 
tam olarak  Türkçe kavram eşleştirmesi yapmak zordur. Kelimenin kökenini 
incelediğimizde, motivasyon kavramının İngilizce “ motive ” ve Fransızca “ 
movere ” sözcüklerinden türediğini görmekteyiz ( Ilgar, 2000: 127 ).
Türkçe’de ise bu kelimeye karşılık olarak genelde güdü kelimesi ya da 
herhangi bir çeviri yapmadan motivasyon sözcüğü kullanılmaktadır. 
Yukarıda  
belirttiğimiz gibi motivasyon tanımlanması zor bir kavramdır. Motivasyon 
kavramını Türkçe karşılığından yola çıkarak tanımlamaya çalışırsak ilk olarak 
karşımıza “ harekete geçiren ” ifadesi çıkmaktadır; fakat bu ifade motivasyonun 
sadece bir yönünü vermektedir; çünkü motivasyonun aynı zamanda “ hareketi devam 
ettirici ” bir yönü de bulunmaktadır. Bu iki ifadeden yola çıkarak motivasyonu 
en genel anlamıyla şöyle tanımlayabiliriz: Motivasyon, bireyin bir hedefe 
ulaşmak için bir davranışı başlatmasını ve hedefe ulaşana dek o davranışın 
sürdürmesini sağlayan güçtür. Bu tanımda görüldüğü gibi motivasyonun üç yönü 
vardır: davranışın başlatılması, davranışın sürdürülmesi ve hedefe ulaşma. 
Burada hedefe ulaşma yönü yanlış değerlendirilmemelidir. Bireyin hedef ulaşması 
o güdünün kaybolduğu anlamına gelmez. Birey hedefe ulaştıktan sonra o güdü 
tekrar harekete geçebilir ve bireyi davranışa yönlendirir. Örneğin, karnı acıkan 
bir çocuk açlık güdüsüyle mutfağa giderek yemek yeme davranışını başlatır ve 
karnını doyurarak açlığını gidermiş yani hedefe ulaşmış olur. Ancak açlık güdüsü 
bir süre sonra tekrar ortaya çıkacaktır. Buradan bu sürecin döngüsel bir 
karakteristikte olduğunu görmekteyiz. Bu döngüselliği incelediğimizde karşımıza 
çeşitli aşamalardan oluşan bir  süreç çıkmaktadır. İşte bireyi harekete geçirip 
hedefe ulaşmasını sağlayan bu sürece güdülenme diyoruz. Bu süreci aşağıdaki 
aşağıdaki şekille açıklayabiliriz        ( Ilgar, 2000: 127 ).
 Gereksinim           
>            Uyarılma       
>           Davranış       
  >          
Doyum 
Bu şekilde de 
görüldüğü gibi güdülenme için önce gereksinim olması gerekir. Daha sonra bu 
gereksinim bireyi harekete geçme yönünde uyarır ve birey bu uyarıma ile 
davranışa yönelir. Davranışı gerçekleştirdikten sonra ise doyuma ulaşmış olur.
Yukarıda belirmiş olduğumuz güdülenme süreci en genel haliyle aynı kalmakla 
beraber, detayına inildiğinde güdülenme süreci hakkında farklı psikoloji 
ekolleri farklı yorumlarda bulunmuşlar ve kuramlarını bu şekilde 
oluşturmuşlardır. Bu farklı yaklaşımları üç alt başlık halinde inceleyebiliriz ( 
Brown, 2000: 161 ).
 
1.1.1   
Davranışçı 
Yaklaşım 
Davranışçı 
yaklaşımı benimsemiş olan psikologlar davranışlarımızı ödüllerin 
şekillendirdiğini, yani bireyin sürekli olumlu pekiştireç beklentisi içersinde 
olduğunu savunmuşlar ve bu beklentiye de önceki deneyimlerimizin kaynak 
oluşturduğunu belirtmişlerdir. Bu noktada  Davranışçı Yaklaşımcılar için 
motivasyon sürecinde pekiştireçler büyük rol oynamaktadır.
 
1.1.2   
Bilişsel 
Yaklaşım
 Bilişsel 
Yaklaşımcılar ise motivasyon konusunda daha çok bireylerin ihtiyaçları üzerinde 
durmuşlardır. Bu ihtiyaçların ise verdiğimiz kararları ve davranışları 
etkilediğini savunmuşlardır. Bilişsel ekolün temsilcilerinden olan Ausubel’ e 
göre güdülenmeye temel oluşturan altı ihtiyaç vardır ( Brown, 2000: 160 ).
 Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:
 
  1.1.3   
Yapısalcı 
Yaklaşım
Yapısalcı 
Yaklaşım diğer ekollerden farklı olarak, motivasyon konusunda bireylerin kişisel 
tercihleri kadar sosyal ortama da önem vermişlerdir. Bu yaklaşıma göre her birey 
faklı şekilde motive olur ve bulunduğu kültürel ve sosyal ortam bu güdülenme 
sürecinden bağımsız düşünülemez.
 
Görüldüğü 
gibi tarihsel süreç içersinde farklı ekoller motivasyon konusuna farklı 
açılardan bakmışlardır; ancak bir yaklaşımın tek başına motivasyon sürecini 
açıklaması elbette ki mümkün değildir. Örneğin Davranışçı Yaklaşım, güdülenme 
sürecinde sosyal ve kültürel bağlamı göz ardı etmiştir. Bu nedenle güdülenme 
sürecini incelerken ve elde edilen bulguları eğitime yansıtırken tüm 
yaklaşımları göz önünde bulundurup bir sentez oluşturmak daha doğru olacaktır. 
Bu sentezi yaparken de yukarıda bahsettiğimiz yaklaşımlar doğrultusunda 
oluşturulmuş ve güdülenme sürecini daha detaylı olarak ele alan güdülenme 
kuramlarını incelemek faydalı olacaktır.
 
1.2    
Güdülenme 
Kuramları
Davranışçı, 
Yapısalcı ve Bilişsel Yaklaşımlar doğrultusunda güdülenme sürecini açıklayan pek 
çok kuram oluşturulmuştur. Bu kuramları şu şekilde sıralayabiliriz:
 
·         
İhtiyaçlar Hiyerarşisi Kuramı: Bu kuramın temsilcisi Abraham Maslow’dur. 
Maslow’a göre insanların davranışa yönelten yedi temel ihtiyaç vardır ve bu 
temel ihtiyaçlar belli bir hiyerarşi içersindedir. Yani bireyin bir üst 
basamaktaki ihtiyacı gidermeye yönelebilmesi için öncelikle bir alt basamaktaki 
ihtiyacı doyurması gerekmektedir. 
Bu ihtiyaçlar hiyerarşisi şu şekildedir:
 
- Fizyolojik 
ihtiyaçlar
- Güvenlik 
- Sevgi 
- Saygınlık 
- Estetik 
ihtiyaçlar 
- Kendini 
gerçekleştirme 
·         
Çift Faktör Kuramı: Bu kuramın temsilcisi F. Herzberg’dir. 
Herzberg motivasyon kavramını iki başlıkta incelemiştir. Herzberg’e göre iki tip 
motivasyon vardır: hijyen faktörler ve motivasyon faktörler. 
Hijyen faktörler aslında motive etmezler; tatmin sağlanması için varlıkları 
gereklidir. Motivasyon faktörlerini ise temel ihtiyaçlar oluşturur.
·         
Başarma İhtiyacı Kuramı: Bu kuramın temsilcisi D.C. 
McClelland’dır. Bir insanın en temel ihtiyacı başarı göstermektir ve bu nedenle 
bireyin göstermiş olduğu performansı  büyük ölçüde bu açıdan değerlendirebiliriz 
( Ilgar,2000: 129 ). 
·         
Sonuçsal Şartlanma Kuramı: Bu kuram büyük ölçüde Davranışçı 
Yaklaşımdan etkilenmiştir. Bu kurama göre  bireyi güdüleyen faktör, davranış 
sonucunda ödüllendirilme ya da cezalandırılma durumudur.
·         
Bekleyiş Kuramı: Bu kuramın temsilcileri V.Vroom ve Lowler-Porter’dır. 
Bu kurama göre birey davranış sonucunda alacağı ödüle göre performans düzeyini 
ayarlar. 
·         
Eşitlik Kuramı: Bu kuramın temsilcisi  S. Adams’tır. Bu kurama 
göre birey diğer bireylerle eşit düzeyde olma kaygısıyla kendi performansını ve 
diğerlerinin performansını karşılaştırır.
·         
Amaç Kuramı: Bu kuramın temsilcisi E. Locke’dur. Bu kurama göre 
bireyin kendisi için belirlediği amaç öncelikle göstermesi gereken performans 
düzeyini sonrasında da doğal olarak motivasyon düzeyini etkileyecektir.
  
  Bilinmeyeni 
  araştırma 
  
  
  
  Çevreyi 
  değiştirme
  
  
  Fiziksel ve 
  zihinsel etkinlikte bulunma
  
  
  Dış 
  etkenler tarafından uyarılma
  
  
  Bilgi 
  edinme / Bilgiyi işleme
  
  
  Kendini 
  kabul ettirme
   
  -  Uyarıcı açlığı : Birey 
dışarıdan uyarıcı alma ihtiyacı taşır. Yapılan 
- Tanınma 
açlığı : Birey olumlu ya da olumsuz deneylerin sonucunda dış uyarıcının 
bulunmadığı deney ortamlarında bırakılan deneklerin bir süre sonra sanrılar 
gördüğü tespit edilmiştir.şekilde başkaları tarafından fark edilmek ister.
- 
Yapılandırma açlığı : Birey çevreden gelen uyarıları bir bütünlük içersinde 
yapılandırma eğilimindedir. İnsanlarla olan ilişkilerini de arkadaşlık, sevgili 
gibi kavramlar altında yapılandırır.
 
1.3 Güdü 
Türleri
Bir önceki 
başlıkta görüldüğü gibi kuramcılar güdülenme sürecini savundukları yaklaşımlar 
doğrultusunda çeşitli kuramlar üreterek açıklamaya çalışmışlardır. Bu kuramlar 
elbette ki güdülenme sürecini açıklamak açısından oldukça önemlidir; fakat diğer 
taraftan bireyin nasıl güdülendiği de hedef davranışa ulaşıp doyuma ulaşmada 
büyük önem taşımaktadır. İşte bu noktada güdü türleri üzerinde durulmalıdır. 
Güdüleri içsel ( intrinsic ) ve dışsal ( extrinsic ) güdüler olmak üzere iki alt 
başlık içerisinde inceleyebiliriz.
 
1.3.1 İçsel 
Güdülenme
İçsel 
güdülenme, bireyin davranış sonunda herhangi bir ödül beklentisi olmadan kendi 
içinden istekle ve güçle harekete geçmesidir. Örneğin, bir öğrencinin öğretmenin 
veya anne-babasının herhangi bir ödül vaadi olmadan keyif aldığı için kitap 
okuma davranışında öğrencinin kitap okumaktan keyif alması içsel bir güdüdür.
 
1.3.2 Dışsal 
Güdülenme
Dışsal 
güdülenme bireyin davranış sonucunda bir ödül ya da olumlu dönüt alacağı 
beklentisiyle harekete geçmesidir. Örneğin, çocuğuna ‘ Eğer bu matematik 
sınavından  beş alırsan sana istediğin kazağı alacağım. ‘ diyen bir anne 
çocuğunu dışsal olarak güdülemiştir.
Çocuk kazak 
alınacağı beklentisiyle davranışa yöneliyorsa dışsal güdülenmiş demektir.
 
1.3.3 İçsel 
yoksa Dışsal Güdülenme mi?
Güdülenme 
türleri tanımlandıktan sonra tartışılan en önemli konulardan birisi davranış 
için harekete geçirmede içsel mi yoksa dışsal güdülenmenin mi daha etkili 
olduğudur. Yapılan araştırmalar içsel güdülenmenin yani kişinin kendi isteğiyle, 
beklentisi olmadan harekete geçmesinin davranışın devamlılığı için daha etkili 
olduğunu göstermektedir; fakat kimi zaman yaşamda karşılaşılan problemler, 
düzensizlikler bireyi - içsel anlamda güdülenme düzeyi çok düşük olmasına rağmen 
- dışsal olarak  güdülemekte ve davranışa yönlendirmektedir ( Brown, 2000: 164 
). 
 
2. Öğrenmede Motivasyonun Önemi
Önceki bölümde incelemiş 
olduğumuz güdülenme kuramları ve güdü türleri pek çok bilim dalına katkıda 
bulunmuştur. Örneğin, yönetim bilim güdülenme kuramlarından yola çıkarak iş 
gücündeki verimliliği arttırmak için çeşitli uygulamalar oluşturmuştur. Şüphesiz 
ki motivasyon konusunun en çok etkilediği alan eğitim bilimleridir. 
Davranışların şekillendirilmesi üzerinde duran eğitim bilimleri, ‘ Öğretim 
sürecini nasıl daha verimli ve etkili kılarız? ‘ sorusundan yola çıkmış ve 
motivasyon konusu pek çok alanda karşısına cevap  olarak çıkmıştır.
 
Öğretim sürecinde karşılaşılan en 
büyük sıkıntı şüphesiz ki öğrenci başarısızlığıdır. Öğrenci başarısızlığı 
üzerinde yapılan araştırmalar neden olarak pek çok bulguya ulaşmakla beraber 
varılan sonuçlar öğrenci başarısızlığında motivasyon eksikliğinin çok önemli bir 
rol oynadığını göstermektedir. Motivasyon konulu bölümde yaptığımız motivasyon 
tanımını hatırlarsak bu rolün kapsamı daha da açık bir şekilde anlaşılacaktır. 
Motivasyon bireyi harekete geçiren güç olduğuna göre öğrencilerin de öğrenme 
davranışını gösterebilmeleri için harekete geçmelri daha doğrusu harekete 
geçirilmeleri gerekmektedir. Araştırmalar derse motive olmuş bir şekilde 
başlayan öğrencilerin hem derse karşı olan ilgilerinin ders boyunca sürekli 
kaldığını hem de diğer öğrencilere göre daha iyi öğrendiklerini göstermektedir. 
Bu noktada öğrencilerin motive edilmesi kesinlikle göz ardı edilmememsi gereken 
bir noktadır ve öğrencilerin motive edilmesinde öğretmenlere büyük görevler 
düşmektedir. Peki nedir bu görevler? Bu görevleri öncelikle iki başlık altında 
inceleyebiliriz.
 
2.1 Öğretmen motivasyonu
Öğretimde motivasyon denildiğinde 
önce akla öğrencinin motive edilmesi gelmektedir. Oysa ki burada unutulan bir 
nokta vardır ki bu da öğretmenin motivasyonudur. Öğretmenin öğrencisini motive 
edebilmesi ve verimli bir ders işleyip hedeflerine ulaşabilmesi için öncelikle 
kendisini motive etmesi gerekmektedir.
 “ Bunun için de fiziksel olarak 
dinamik ve enerjik olması, ruhsal olarak da rahat ve dengeli bir yapıya sahip 
olmalıdır “ ( Erdoğan, 2000: 33 ).  
Öğretmenin bu şekilde kendini 
hazırlaması öğrencilere yansıyacak; dersinin verimli geçmesinde  ve hedeflerine 
ulaşmada oldukça etkili olacaktır. Erdoğan’ın da belirttiği gibi:
  
...Sınıf yöneticisinin 
beklentilerinin öğrenciler tarafından kolayca anlaşılabileceği ileri sürülür ve 
aynı şekilde kendilerinden beklenenlerin düşük düzeyde olduğu olduğunu fark eden 
kişilerin tavırlarının da dağınık olacağı kaydedilir. Bu durumda sınıf 
yöneticisinin ders başlamadan başarıya odaklanmış ve inanmış olması 
gerekir           ( Erdoğan, 2000: 34 ).
2.2 Öğrenci Motivasyonu
Öğrenci 
motivasyonu söz konusu olduğunda daha önce de belirttiğimiz gibi öğretmenlere 
büyük görevler düşmektedir. Öğretmenler, öğrenmenin en verimli şekilde 
gerçekleşmesi için öğrenciyi en iyi şekilde güdülemeli ve bu güdülenme sürecini 
klasik bir bakış açısı ile sadece ders öncesinde değil; dersin tamamına 
yaymalıdırlar. Öğretmenler, öğrenciyi güdülerken temel olarak iki yol takip 
edebilirler. Bu yollar bir önceki bölümde açıkladığımız içsel ve dışsal 
güdülenmedir. Öğretmen ders içindeki duruma göre içsel ya da dışsal güdülenme 
türlerinden birini kullanmalıdır. Elbette ki burada hedeflenen öğrenciye çeşitle 
hediyeler gibi pekiştireçler sunarak dışsal güdülenmeyi sağlamak, 
pekiştireçlerin devamını sağlayarak dışsal güdülenmeyi içsel güdülenmeye 
dönüştürmektir. Öğretmene düşen görevleri aşağıdaki tabloda olduğu gibi 
özetleyebiliriz.
  
  Açlık Kuramı: Erik Berne 
  kuramını oluştururken güdü terimi yerine açlık terimini kullanmıştır. Berne’ye 
  göre üç tür açlık vardır 
  : 
  
   
  2.3 
Öğretmenlere ve Ebeveynlere Öneriler
Öğrenci motivasyonunda 
öğretmene düşen görevleri genel olarak özetledikten sonra daha da özele inerek 
çeşitli önerilerde bulunabiliriz; fakat bu noktada motivasyon konusunda tüm yükü öğretmelenlere vermemeliyiz. Çünkü motivasyon sadece okulda gerçekleşen bir 
durum değil; öğrencinin aile yaşantılarında da devam eden bir süreçtir. Bu 
nedenle biz burada önerilerimizi sadece öğretmenlere değil ebeveynlere de 
yönelik sunmak istiyoruz. Bu önerileri aşağıda olduğu gibi sıralayabiliriz:
    | İçsel 
    güdülenme | Dışsal 
    güdülenme |  
    | 
      
      
      Konunun öğrenilmesinin 
      neden önemli olduğunu açıklama
      
      
      Merak uyandırma
      
      
      Etkinlikler düzenleme
      
      
      Oyunlar düzenleme
      
      
      Öğrenme için hedefler 
      belirleme
      
      
      Öğrenme ve öğrenci 
      ihtiyaçlarını ilişkilendirme
       | 
      
      
      Mantıklı  beklentiler 
      oluşturma
      
      
      Geribildirimde bulunma
      
      
      
      Öğrencileri ödüllendirme
      
      
      
      Ödülleri kalıcı kılma
       |  
  3. Yabancı Dil Öğretiminde Motivasyon
Bir önceki 
başlıkta görüldüğü gibi motivasyonun öğretim sürecinde çok önemli bir rolü 
vardır. Bu durumu biraz daha özele çektiğimizde yabancı dil öğretiminde yine 
aynı şekilde motivasyonun çok büyük bir yere sahip olduğunu görmekteyiz. Genel 
olarak bakıldığında, öğrencilerin yabancı dil öğrenme söz konusu olduğunda bazı 
psikolojik problemler yaşadığını ve hedef dil ile karşı bariyerler oluşturduğunu 
görmekteyiz. İşte bu bariyerlerin yıkılmasında motivasyon oldukça etkilidir.
 
Yabancı dil 
öğretiminde motivasyonun rolü konusunda en önemli araştırmalar Robert Gardner ve 
Wallace Lambert’e aittir. Gardner ve Lambert çeşitli ülkelerde yaptıkları 
araştırmalar sonucunda yabancı dil öğrenen kişilerde iki tür güdü olduğunu 
tespit etmişlerdir ( Brown, 2000: 162 ):
  
  Öğrencide 
  öz-güven duygusu geliştirilmelidir.
  
  
  Öğrenme 
  öğrencinin yaşantıları ile ilişkilendirilmeli; böylece öğrenmenin anlamlı 
  olması sağlanmalıdır.
  
  
  Öğrencilerin özgür seçim yapmalarına izin verilmelidir.
  
  
  Öğrenciler 
  için eğlenceli bir sınıf atmosferi oluşturulmalıdır.
  
  
  Pekiştireçler ve geribildirim gerekli yerlerde kullanılmalıdır.
  
  
  Aşırı 
  rekabet duygusunun neden olacağı baskı duygusu kaldırılmalıdır.
  
  
  Ödev 
  verirken öğrencinin düzeyi göz önünde bulundurulmalı; ne sıkılacağı kadar 
  basit ne de zorlanacağı kadar zor ödevler verilmemelidir.
  
  
  Öğrenmenin 
  amaçları ve gelecekte öğrenciye nasıl faydalı olacağı öğrenciye 
  anlatılmalıdır.
  
  
  Görsel ve 
  işitsel materyaller kullanılarak ders zevkli hale getirilmelidir.
  
  
  Dersler 
  öğretmen merkezli değil; öğrenci merkezli işlenmeli yani öğrenci pasif 
  konumdan aktif konuma getirilmelidir.
   
  Bu iki güdü 
türü yabancı dil öğrenimindeki başarı oranı açısından karşılaştırıldığında, bir 
topluma katılma amacıyla yabancı dilin kültürünü benimseyerek öğrenme sürecine 
giren öğrencilerin daha başarılı olduğu görülmüştür ( Brown, 2000:163 ).
 
Yabancı dil 
öğretiminde etkili olan güdü türlerini gördükten sonra şimdi yabancı dil 
öğretirken ne tür tekniklerle öğrencileri motive edebileceğimiz maddeler halinde 
görelim:
  
  Teknik ya 
  da bilimsel yazıları okumak, çeviri yapabilmek ya da kariyer yapabilmek için 
  bir yabancı dili öğrenme güdüsü ( instrumental orientation)
  
  
  Bir topluma 
  katılmak amacıyla hedef dilin kültürünü benimseyerek yabancı dil öğrenme 
  güdüsü ( integrative orientation ) 
  
   
  ...Derste eğlence olmazsa öğrenme angaryaya dönüşür. Eski bir 
Çin atasözünün dediği gibi ‘ Söylersen unuturum, öğretirsen hatırlarım, yaparsam 
öğrenirim ’. eğer eğlenceli yöntemlerle öğrenciyi aktif hale getirirsek daha 
ilginç ve daha etkili öğrenmeyi sağlamış oluruz ( Maurice, 1988: 20 ).
 
 
Peki dersleri öğrenciler 
için daha eğlenceli hale nasıl getiririz? İşte Maurice’den ( Maurice, 1988: 
21-24 ) birkaç öneri:
 
-         
Derse bilmece 
yabancı dilde bilmece sorarak başlayın.
-         
Yabancı dilde 
tekerlemeleri kullanın.
-         
İkili 
çalışmalar düzenleyin.
-         
Sınıf içi 
yarışmalar düzenleyin.
-         
Komedi unsuru 
taşıyan kaset ve videoları derste kullanın.
-         
Çizgi film ve 
karikatürleri kullanın.
-         
Öğrencilerinize yabancı dilde skeçler hazırlatın ve sınıfta oynatın.
Dersleri eğlenceli hale 
getirme konusunda bir başka teknik ise sınıftaki aktiviteler esnasında müzik 
kullanmaktır. Saeski sınıfta müzik kullanmanın faydalarını şu şekilde 
belirtmiştir:
 
...Dil öğretiminde müzik kullanmanın pek çok faydası olabilir. Ben derste 
faydayı sağlayacağını düşünüyorum: (1) öğrencileri dinlendirmek, (2) öğrencileri 
müzik kullanmanın önemli olduğunu düşünüyorum; çünkü müzik kullanmanın şu dört 
hareketlendirmek, (3) öğrencilerin dikkatlerini derse vermelerini sağlamak, (4) 
öğrencilerin eğlenmesini sağlamak, (5) sınıf atmosferini değiştirmek, (6) 
öğrenme durumları yaratmak, (7) öğrencileri sessiz ya da gürültücü yapmak... ( 
Saeski, 1994: 30 ).
 
 
Son maddede görüldüğü gibi 
sınıfta müzik kullanımı öğrencilerin gürültü yapmasına da neden olabilir. Bu 
nedenle uygulanırken dikkatli olunmalıdır.  
 
Yabancı dil derslerini 
öğrenci için motive edici hale getirmek için bir diğer öneri ise Khan’ın 
belirttiği gibi, özellikle küçük yaştaki öğrencilerde oyunların kullanılmasıdır 
( Khan, t.y.: 143 ). Khan “ Çocuklar doğal olarak oyun oynamak isteyecekleri  
için oyun oynatmak motive edici olacaktır ” demektedir ( Khan, t.y.: 143 ). Bu 
oyunlar sayesinde çocuklar sadece eğlenip motive olmayacaklar aynı zamanda 
çeşitli dilbilgisi kalıplarını öğrenecekler ve kelime hazinelerini 
geliştireceklerdir.
 
·        
Derste görsel ve 
işitsel araçlar sıklıkla kullanılmalıdır.
·        
Öğrencinin aktif 
olması sağlanmalıdır. Çünkü öğrenci yabancı dili kullandığını gördükçe daha da 
motive olacaktır.
·        
Grup çalışmalarına 
sıklıkla yer verilmelidir.
·        
Öğrencilerin üretim 
yapmasına imkan sağlanmalı örneğin yabancı dilde bir duvar gazetesi 
oluşturulmalıdır.
·        
Ödüllendirmeler göz 
ardı edilmemelidir.
·        
Öğrencilerin 
öğrendiği dilsel yapılarla kendini ifade etmesine imkan sağlanmalıdır.
  
  Yabancı dil 
  dersleri mümkün olduğu kadar eğlenceli hale getirilmelidir. Maurice’in
  de belirttiği gibi;
   
  
  SONUÇ
 Bu 
çalışmada amacımız, derleme bir yöntemle motivasyon konusunu en temel ilke ve 
kavramlarıyla tanıtmak ve sonrasında ise bu konudaki bilimsel bulguların genel 
olarak öğretim sürecine özel olarak ise yabancı dil öğretim alanına olan 
etkilerini uygulama boyutunda incelemekti. Bu konu başlıkları hakkında yazılmış 
olan veri kaynakları incelenmiş ve derleme bir çalışmayla yukarıda belirtilen 
amaca ulaşılmıştır. Çalışma sonucunda  motivasyon konusunun diğer öğretim 
alanlarında olduğu gibi yabancı dil öğretiminde de çok önemli bir yere sahip 
olduğu görülmüştür.
 
Çalışma 
esnasında motivasyon kuramlarına yer verilmiş; fakat bu kuramların çoğunlukla 
yönetim bilimine olan yansımalarına yönelik kaynaklara rastlanmıştır. Bu da 
motivasyon kuramlarının öğretim alanına olan etkileri hakkında yeterli çalışma  
yapılmadığı düşüncesine neden olmuştur. Bu nedenle motivasyon kuramlarının 
öğretim alanında nasıl uygulanabileceğinin, bundan sonraki motivasyon konulu 
çalışmalarda incelenmesi gereken bir konu olduğu  kanısına varılmıştır. 
 
KAYNAKÇA
 
 Açıkgöz, Ün: 
( t.y. ) “ Öğrenmede Dikkat ve Motivasyonun Önemi, “ ( Çevrimiçi )
http://www.egitim.aku.edu.tr/motivasyon.doc, 18 Ocak 2004
 Brown, 
Douglas: ( 2000 ), Principles of Language Learning and Teaching, New 
York, Longman
 Can, Tuncer: 
( t.y. ) “ Motivasyon, “ ( Çevrimiçi ) http//www.ingilish.com/tc3.htm,
18 Ocak 2004
 Erdoğan, 
İrfan: ( 2000 ), Sınıf Yönetimi, İstanbul, Sistem Yayıncılık
 Huitt, 
W.: ( 2001 ) “ Motivation, “ ( Çevrimiçi ) http://chiron.valdosta.edu/whuitt/
col/motivation/motivate.html, 
18 Ocak 2004
 Ilgar, 
Lütfü: ( 2000 ), Eğitim Yönetimi Okul Yönetimi Sınıf Yönetimi, İstanbul, 
Beta Yayınları
 Khan, 
Julia: ( t.y. ) “ Using Games in Teaching English to Young Learners, “ 
Teaching English to Children: From Practice to Principle, Ed. by. Brumfit, 
C., Moon, J., Tongue, R., Londra, s. 142-158
 Maurice, 
Keith: ( 1988 ) “ Laugh While Learning Another Language: Techniques That Are 
Functional and Funny , “ ELT, April 1988, s. 20-24
 Saeki, 
Kenji: ( 1994 ) “ Stimulating Classes with Background Music, “ English 
Teaching Forum, C.32, No:2, Nisan 1994, s. 30-31
 
Derya 
BALCI
 
 
    
    
     
    Ayrıntılı bilgi için bkz. Can, Tuncer: ( t.y. ) “ Motivasyon, “ ( Çevrimiçi ) 
    http//www.ingilish.com/tc3.htm, 18 Ocak 2004
    
     
    Ayrıntılı bilgi için bkz. Can, Tuncer: ( t.y. ) “ Motivasyon, “ ( Çevrimiçi ) 
    http//www.ingilish.com/tc3.htm, 18 Ocak 2004
    
      
    Ayrıntılı bilgi için bkz. Huitt, W.: ( 2001 ) “ Motivation, “ ( Çevrimiçi ) 
    http://chiron.valdosta.edu/whuitt/ col/motivation/motivate.html, 18 Ocak 
    2004
    
      
    Ayrıntılı bilgi için bkz. Açıkgöz, Ün: ( t.y. ) “ Öğrenmede Dikkat ve 
    Motivasyonun Önemi, “     ( Çevrimiçi )
    
    
    http://www.egitim.aku.edu.tr/motivasyon.doc, 18 Ocak 2004
    
     
   |