ÖGRETMEN
Ders Içinde Bir Ögretmen Nelere Dikkat
Etmelidir?
• Diksiyonuna, jest ve mimiklerine, el ve vücut hareketlerine çok dikkat
etmelidir. Icabinda aynanin karsisina geçip bir aktör gibi kendini egitmelidir.
• Ögrencinin karsisina çikan bir ögretmen de onun itibarina dokunacak ve onu
hafife aldiracak hiçbir zaafi olmamalidir.
• Ayni zamanda ders anlatirken ögrencilerin dersi anlayabilmeleri için ne
süratle konusacak, ne de ses tonunu çok alçaltarak anlasilmaz ve bayiltici
kilmayacaktir.
• Tahtayi kullanma, tahtayi kullanma adina titizlik gösterme, bir ögretmenin
verimliligi adina çok sey ifade eder.
• Tahtadan kopuk islenen ders, ders degildir.
• Tahtayi kullanmada bir plan dahilinde ön hazirlik gerektirir.
• Ön hazirligi ve plani olmayan her is verimsizlige mahkumdur.
• Ögretmen arkadas, her seyiyle ögrenciye kendini imrendirici kilmaya
mecburdur.
• Renkli tebesirlerle, muhakkak güzel, okunabilir bir yaziyla tahtayi
kullanmalidir.
• Bir de ögretmen tahtayi kullanayim derken bir yaniyla da ögrencilerle
olmalidir. Siz onlardan koparsaniz onlar da sizden kopar.
• Dersin özelligine göre dersle ilgili çesitli kaynak, materyal, poster,
sekil, sesli-görüntülü alet, tepegöz vb... Bunlarla ders isleyebilmek, bu
zenginliklerden istifade edebilmek çok önemlidir. Tabii ki bu da bir ön hazirlik,
gayret ister.
• Ögretmen bir dersi nasil sunabilmelidir?
• Her dersi farkli bir sekilde sunabilmeniz, için ön hazirlik yapmak sarttir.
Bu farkliligi her derstesunabilirseniz tekdüzelikten uzak, etkili bir ders
yapmis olursunuz.
• Ders sunarken ögrencilerin duygusal zekalarini tahrik edebilme, onlarda
merak uyarabilme çok önemlidir. Eger ögretmen ögrencisinin ögrenme istahini
uyarmadan dersini sunmaya kalkarsa gerçek manada konuyu hazmettiremez, ancak o
konuyu ezberletmis olur, ezbercilik yapmis olur.
• Anlattiklarimizi sindirmeliyiz. Ögrenciyi zihnen konuya hazirlamaliyiz,
ögrenciyi motive etmedigimiz taktirde bütün yaptiklarimiz ve emegimiz bosa
gider. Gerçek ögretmen ve vazife suuruna müdrik ögretmen en önce ögrenciyi
motive edebilen ve ayni zamanda dersine mutlak surette planli ve hazirlikli
gelen ögretmendir.
• Ögrencinin genel katilimi saglanmayan ders, ögretici tarafindan ne kadar
mükemmel de sunulsa, güzel bir ders degildir.
• Ögretmen derste bir orkestra sefi olmalidir. Bütün nefesli, nefessiz çalgi
aletleri ve elemanlari ile ögrenci orkestraya istirak ettirilmis olmalidir.
• Ögretmen dersini ders saati içinde ögretmesini, her ögrenciye özelligine
göre iletisim kurarak inmesini bilebilmelidir.
• Bir ögretmen ders içinde ilgi ve alakayi temin edemiyor, ögrencilerin
dersten kopmalarina göz yumuyor, görmemezlikten geliyorsa, o ögretmenin hem
meslegine hem de kendine olan saygisinda bir problem var demektir.
• Aktif ve verimli bir ders, hazirlikli gelmis ögrencilerin katilimiyla elde
edilir. Ögrencinin derse hazirlikli gelmesi ögretmenin maharetini ve seviyesini
gösterir. Dersine ve ögrencisine gerçek manada sahip ögretmen, mutlaka hem
kendisinin hem de ögrencisinin derse hazirlikli gelmesini saglar. Ve böylece
ögrencinin derse katilimi ve ders içi diyalogu saglikli bir sekilde olur.
• Ders kürsüde oturarak takrir (anlatim yoluyla) yapildi mi, ne kadar güzel
anlatirsak anlatalim ders içindeki muhataplarimiz bizi belirli bir müddet
d,inler ve sonra dersten koparlar.
• Oturarak ders islenmez. Bir ögretmen oturuyorsa, ya ders içinde çok efor
sarfetmistir, hakli olarak o an oturabilir, ama oturmayi adet haline getirmis
ise ya kendine tam güveni yoktur ya da mesleginin yorgunu olmustur.
• Ögretmenin kiligi-kiyafeti ile birlikte sinifinin düzeni de, sinifina
çeki-düzen vermesi de is edinip ortaya koyabilmesi de çok önemlidir. Bir
ögretmenin bu artisidir. Ne derbederlikte ne de düzensizlikte verimlilik
aramayalim. Verimli olmanin ön sarti hem ögretmenin kendi vitrinini hem de
sinifinin tertibini saglamasidir.
• Tenefüste mutlaka ögretmen tarafinda bir ögrenci vazifelendirilerek tahtaya
gün, tarih, dersin ve ögretmenin adi, dersin konusu ve ana hatlariyla
yazdirilmalidir.
• Ödev vermek, yerinde ve ihtiyaca yönelik ödev verebilmek, ögretmenin ciddi
bir çalisma ve arastirmasina dayanmalidir. Ödev vermek için, verilen ödev, ödev
degildir. Ödev verirken ne istedigini ve getirisinin ne olmasi gerektigini
ögretmen çok iyi bilmelidir. Ve bilerek ödev vermelidir.
• Ödev vermek kadar ödevi degerlendirmek ve takip etmekte önem arzeder.
Degerlendirilmeyen ve takip edilmeyen ödev birsey ifade etmez.
• Ögretmen muhakkak verilen her emegin takipçisi ve degerlendiricisi
olmalidir.
• Ögertmen dersi adina sinifta hiçbir mazeretin arkasina siginmamalidir.
Kendi kendine üretmesini, ögrencilerini tatmin ederek, faydali olmasini
bilebilmelidir. Verimsiz, hedefsiz,, plansiz ve yetki-sorumlulugunu bilmeyen
ögretmenin mazereti kabul edilemez.
• Ögretmen önce kendi meslegi adina gaye-yi hayalinin pesinden kosucu
olmalidir, hedefsizlikle bir yere varilamaz. Nasil verimli olabilirim?diye
mesaisini, katlayarak çok çalismali ögretmenligin ona verdigi yetki ve
sorumlulugu sonuna kadar ifade etmesini bilmelidir.
• Mesai tanzimi ve planli çalismayi hiç gözardi etmeden, ask derecesinde
insani ve meslegini severek gayretini ortaya koymalidir.
• Egitim dinamik bir süreçtir. Ögretmen devamli ileriye dogru bakabilen ve
kendini yetistirme adina cehd edebilen bir eleman olmalidir.
• Yer yüzü mirasçisinin ön temsilcisi ögretmenlerdir. Eger kendilerini motive
ederek, kendilerini yetistirmeleri adina bir gayret içinde degillerse gerçek
manada ögretmenlik yapmalari mümkün degildir. Hem kendilerini aldatmis olurlar,
hem de kendilerine teslim edilen bir nesli heba etmis olurlar.
• Ögretmen ögrencisini hayata tasiyan en önemlisi rehberdir.
• Ögretmen ögrencilerine ögrenmeyi ögretebilmelidir.
• Ögertmen ögrencisini gerçek hayatta yasanmasi gerekene göre egitmelidir.
• Ögretmen ögrencilerine düsünmeyi ögretmelidir.
• Ögrenci ögretmeninden aldigi mesajlarla hem hayati, hem de kendini müspet
manada sorgulayabilmelidir.
• Her ögrencisini tanima ve onlarla birebir mesgul olma adina vazifelidir
ögretmen.
• Ögretmen kendi kendini, meslegini ve insanlarla olan münasebetini devamli
sorgulayabilen, sorgulatabilen ve netice itibariyle kendine çeki düzen
verebilendir. Ögretmen ögrencisini hem çalismaya ikna etmede, hem de yetistirme
adina ne yapilmasi gerekiyorsa sorumlu olur, olmuyor, olmaz demeye hakki yoktur.
• Bir okulda gerçek manada tam bir istirakle, arzuyla geçistirmeden herkesin
inandigi bir ögretmenler kurulu oluyorsa, zümre toplantilari yapiliyorsa, sinif
ögretmenler toplantisinda ögrenciler tek tek ele aliniyorsa, rehberlik
toplantilari kamil manada periyodik yapilabiliyorsa, o okulda gerçek
verimlilikten, egitim ev ögretimden söz edilebilir.
• Egitim ve ögretimin iste o zaman tadina varilir ki, bu da gerçek manada
netice almadir. O zaman ögretmen, hem kendini, hem de ögrencilerini, motive
eder, dersi derste ögretir, ögrencilerini hayata kazandirmis olur.
• zaman idare ve ögretmen, personel arasinda takim ruhu olur. Muavenet ve
sevgi eser. Birbirine saygidan söz edilebilir. O zaman egitici kol faaliyetleri,
disa açilim, tanitim, sosyal-kültürel-sportif faaliyetler kamil manada bir sey
ifade eder.
• Bir okulun öğrencisi şunları söyler hale gelmemelidir: Ihmal ediliyoruz,
ilgi, sevgi ve sefkat istiyoruz, bekliyoruz, sorunlarımızın üzerine gidilmiyor
ve cevap verilmiyor, hiç olmazsa bizi bir dinleseler, evet onlara birseylerin
anlatilmasina, ikna olmalarina ihtiyaçlari var, ders içinde daha sicak yaklasim
ve diyaloglarla güven veren tavirlarla muamele görmek istiyoruz...
• Ögretmenlerin fazilet dolu örnek davranislarinin onlarda çok müspet duygu
ve düsünceler uyardigi hatta bu duygularini eve bile tasidiklarini, evde
ailelerine anlattiklarini da söylemekteler.
• Sert tepkilerle umumun içinde rencide edilmek, olur-olma herseyden
azarlanmak, deger verilmemek, alay edilmek, hafife alinmakta istemiyorlar.
• Ögrenciler kendilerine güvenilmesini ve ögretmenlerine de güvenmek
istiyorlar.
• Ögretmeninin her sözünün arkasinda durmasini, ögrencilerin haklarinin
yaninda ve isteklerinin de takipçisi olmasini arzu etmektedirler.
• Evet bu yukarida siralanan ve istenilen taleplerin hepsi beseri ve insani
hak ve beklentilerdir. Öğretmende ögrencisi ile olan hukuku geregi bu isteklere
cevap vermek mecburiyetindedir.
• Bu bir fedakarlik degil, ögretmenligin bize verdigi sorumluluk ve
yükümlülüktür.
|